Loading...

Blog

Ana Sayfa / Blog

Davranış Değişikliği

Davranışlar kavramsallaştırdığınız şeyleri fizikselleştirme çabamızdır. Bazı davranışlarımızı değiştirmek için önce geçmişten gelen ve kemikleşen öğretileri kırmamız gerek. Kemiğin kırılması canınızı yakar ancak tekrar kaynayacağını unutmayın.

Peki insan ne olurda canının yanacağını bilerek kemiğini kırar? Bizi köklü değişimlere iten iki duygu vardır; korku ve sevgi. En köklü değişimler ise iki duygunun da çok derinden hissedildiği durumlarda gerçekleşiyor. Kaybetme korkusu ve sahip olma sevgisi.

Körün köre rehberlik ettiği bir yaşam sürmekte ısrar ediyoruz, görebilenleri dinlemiyoruz. Çünkü modern egolarımız buna izin vermiyor. Yetişkin olmanın tüm avantajlarının yanında en büyük dezavantajı hayat yolunca geliştirdiğimiz egolarımız. “Önce o sevdiğini söylesin,” “önce o özür dilesin,” ben gitmem o gelsin,” “şimdi aramayım aklı başına gelsin,” “kendi kaybeder,” vb cümleler tanıdık geldi mi size? Son dönemde çok fazla duyduğum bu cümlelerde sizce konuşan kim? Kalbimiz mi, egomuz mu? Peki egonuzu dinlemek mi sizi mutluluğa götürür yoksa kalbinizi dinlemek mi? Bu soruyu sorduğum ne kadar danışanım, arkadaşım varsa hep “ama” ile başlayan cümleler duydum. “Ama geçmişte böyle olmuştu. “ İşte tüm bu cümleler davranışlarımızın kemikleşmiş hali. Çözümü ise anda kalmak. Şimdi ve burada olmak o an ne yaşıyorsak sonuna kadar yaşamak ama geleceğe taşımamak demektir. Geçmişin yükünü omuzlarımıza yürüyoruz ve bu yük her geçen gün artıyor. Bu yükleri atmadan özgürlüğe koşabilmek imkansız. Sevgi anda yaşanır ve o anın tadını çıkartmazsanız geri dönüşünüz olmaz.

Başka insanlardan ne istediğinize dikkat edin. İnsanın içinde ne kadar çok şey varsa başkalarından o kadar az ister. Sevgi istiyorsanız ne kadar seviyorum diye bakmalısınız, huzur istiyorsanız ne kadar huzurluyum diye bakmalısınız. Eğer şikayet ettiğiniz şeyler insanların davranışları ise kendi kemikleşmiş davranışlarınız ilk bakmanız gereken yer.

Comments