Loading...

Blog

Ana Sayfa / Blog

Üçgenin Sırrı

Yeni Türkü Çember şarkısında demiş ki; “Ya dışındasındır çemberin ya da içinde yer alacaksın. Kendin içindeyken kafan dışındaysa çaresi yok kardeşim her akşam böyle içip kederlenip mutsuz olacaksın.”

Ben size Karpman drama üçgeninden bahsedeceğim. Aynı Yeni Türkü’nün söylediği ya içinde ya da dışında olduğunuz bir üçgen bu. İçindeyken kederlenip mutsuz olacağınız dışındayken huzurlu ve keyifli olacağınız bir üçgen bu. 1968 yılında Stephen Karpman tarafından geliştirilen bu kavram tüm ilişkilerimize güzel bir ışık tutuyor. Teoriye göre tüm insanların hayatta oynadığı 3 rol var. Kurban – Kurtarıcı – Suçlayıcı (Victim – Rescuer – Persecutor) İlişkilerimizin bir çok aşamasında üçgene düşerek bu rollerden birini oynuyoruz. Asıl mesele rollerden birini oynamaya başladığımızda çok yüksek ihtimalle diğerlerine de geçiyor olmamız. En son ne zaman kendinizi haksızlığa uğramış, kandırılmış, aldatılmış hissettiniz? O sırada hangi ruh hali içinde etrafınıza neler anlatıyordunuz? Eğer şikayet ederek, dert yanarak biri sizinle ilgilensin diye bekliyorsanız kurban rolünü oynuyorsunuz demektir. Tam bu sırada sizinle konuşmak için gelen arkadaşınız “ne oldu, neyin var” diye soruyor. Siz hikayenizi anlatıyorsunuz ve ardından yardım etme çalışmaları başlıyor. “Belki şöyle yapsan, neden böyle düşünmüyorsun, olaya birde şu açıdan bakalım... “formatında cümlelere kurban rolünde olan sizin verdiğiniz cevaplar ise “Evet, ama...” kalıbı ile başlıyor. Karşınızdaki kişinin duruşuna göre kurtarıcı ya da suçlayıcı olacağı değişebilir. Bir kişi aynı görüşmede bu üç rolün hepsi de olabilir. Peki bu üçgen neden tehlikelidir? Eğer içinden çıkamazsanız ilişkilerinize zarar verir. Peki bu üçgenden çıkmak için ne yapmak gerek? Üçgeni terse çevirmeliyiz. Kurban artık kırılganlığını paylaşan, kurtarıcı artık sorumluluğun kurbana ait olduğunu vurgulayan, suçlayıcı ise artık elindeki gücün farkına vararak bunu yapıcı tarafta kullanan oluyor. Tüm bunlar içinde ilişkilerin iki yetişkin arasında olması gerektiği gibi doğru ve yorumsuz, net sorularla ilerlemesi gerekiyor.

Unutulmamalıdır ki gerçekten yardım istemeyen kimseye yardım edilemez. Bizi kurtarıcı rolüne iten bir çok yardım talebi aslında kurbanın rolünü oynamaya devam etmesinin bir aracıdır. Hayatı boyunca çoğunlukla kurtarıcı rolünü oynamış insanların da kendilerini bir süre sonra kurban gibi hissederek aynı anda karşı tarafı suçlamaya başlaması an meselesidir. “Bir günde siz bana sorun nasılsın, bir derdin var mı diye” cümlesi kurtarıcıdan kurbana geçtiği anda karşı tarafı suçlayan bir kişinin tipik cümlesidir. Drama üçgeni kazananın olmadığı bir oyundur.

Şimdi yakın geçmişi ve geleceği inceleme vakti. Hadi etrafınızdaki ilişkilere birde bu açıdan bakın şimdi. Gördüklerinize inanamayacaksınız...

Comments