Loading...

Blog

Ana Sayfa / Blog

Öfkeliyken Konuşma Sanatı

Konuşmak aslında sanıldığı kadar basit değil. Kelimelerle kurulan anlamlı cümleler ile duygu ve düşüncelerimizi anlatma haline konuşmak deriz. Peki gerçekten doğru şekilde konuşabiliyor muyuz? Karşı tarafı suçlamadan, olgulara yüklenen anlamlardan bağımsız kendi duygularımızla konuşabildiğimiz oranda kendimizi ifade edebiliriz.

Öfkeliyken konuşmanın bir sanat olduğuna inanıyorum. Bu duygu genelde tek başına değildir, yanında üzüntü, endişe ve korku gibi duyguları da getirir. Bir bakmışız ki karmaşanın içindeyiz. Bu durumda duygusal tepki merkezimiz olan amigdala devreye girer. Amigdala duygunun şiddetini belirler ve verilecek tepkiye karar vermesi için topu hipotalamusa atar. Bu sırada beynin ön bölgesi de amigdala’ya baskılayıcı mesajlar göndererek duygularla değil mantıkla karar verilmesini gerektiğini söyler. Peki içeride tüm bunlar olurken ne oluyor da öfkeden gözümüz dönüyor?

Kontrol edilemeyen öfkenin iki temel sebebi vardır. Birincisi beynin duygular karşısında verilecek tepkilerinin belirlendiği yer olan hipotalamus ve bu sürecin kontrolünden sorumlu ön korteksin çok gelişmemiş olması ya da bazı konularda sürekli uyarılma ile gelişen hassasiyet oluşması. İkincisi ise gelen duygusal datanın çok güçlü olması sonucu amigdala’nın beynin geri kalanını susturması. Rahatsız edici datanın sürekliliği bir sonra en gelişmiş beyinin bile yapısını bozabilir. Bunu bir Çin işkencesi yöntemi olan su damlatmaya benzetebiliriz. Bu yönteme göre kurban bir duvara bağlanır tepesine ise bir musluk konur. Musluktan kurbanın alnına sürekli olarak su damlatılır. Bu su damlaları bir süre sonra kurbanın alnını delmeye başlar ve kurban canlı canlı alnı delinerek ölür. İşte sürekli olarak rahatsız edici şeylerin görülmesi, duyulması ya da hatırlanması insan beynine bu etkiyi yapar.

Normalde sadece alnınızı ıslatacak bir su damlasının sizi öldürmesini engellemenin tek yolu ise konuşmak. Her ne olursa olsun, karşınızdaki kim olursa olsun konuşmak problemlerin çözümünün tek ve kesin yolu. Üstüne konuşmadığınız her kırgınlık ve üzüntü alnınıza düşen bir su damlasıdır. Bu damlaların sayısına ve sıklığına dikkat etmek gerekir.

Comments