Loading...

Blog

Ana Sayfa / Blog

Üç Maymun

Görmedim, duymadım, bilmiyorum. İş hayatında yapılan etik dışı davranışlara, evdeki problemlere, memleket meselelerine, ilişkimizdeki sorunlara hatta en önemlisi kendimize karşı üç maymunu oynuyoruz. Bu yazının konusu başkalarına değil kendimize nasıl üç maymunu oynadığımız.

İnsan beyni acıdan kaçınan bir mekanizmadır. Fiziki ve ruhani olarak bize acı veren şeylerden korumak beynimizin önemli görevlerindendir. İşte bu acıdan kaçınma bazen kendimize bakmama halini alıyor. Gerçekten ne istediğimiz, nasıl biri olmak istediğimiz, hangi değerlere sahip olmak istediğimiz, nasıl bir yaşama sahip olmak istediğimiz gibi soruların cevapları elimizdeki gerçeklerden farklıysa üç maymun devreye giriyor. Kanayan yerlerimizi görmüyoruz, bunu söyleyen insanları duymuyoruz.

En derinlerimizde sakladığımız o duyguları ve kırılganlıklarımızı kucaklamak yerine kaçmayı tercih ettiğimiz durumlarda evren bir şekilde bunları karşımıza çıkartıyor. Yaptığımız hataları başka hatalar yaparak telafi etmeye çalışmamızı seyrediyor.

Değersizlik hissimizi egoyla, yalnızlık korkumuzu anlamsızca hayatımıza aldığımız sayısız insanla bastırmaya çalışırız. Ruhumuz incindiğinde başka bedenlerle onu iyileştirmeye kalkarız, adını bile yeni öğrendiğimiz insanlarla aynı yatakta uyandığımızda ise geriye kalan sadece daha fazla yaralanmış bir ruh olur. Kumar gibidir kendinden kaçmak. “Bu sefer kaçabileceğim” hissiyle tüketiriz kendimizi, tıpkı bu sefer kazanacağım diye her şeyini kaybeden bir kumarbaz gibi. Gelecekten korkuttuğumuz zaman ise geçmişe saklanırız. Belirsiz gelecektense sevgi dolu anılar daha güvenlidir. Bugünün gerçekliği ile geçmişteki sevgiye sarılmak çoğu zaman geçmişi de kirletmekten başka bir işe yaramaz.

Comments